Mutfağıyla meşhur Antakya’da gezilecek 7 iyi yer.

Antakya, Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olarak doğunun misafirperverliğini tadacağınız bir şehir. Antik bir kent olarak defalarca değişime uğrasa da, eski özelliklerini korumayı başarmış görünüyor.

Antakya mutfağının enfes lezzetleri, zeytinyağlıları, etli yemekleri, tatlıları, bu şehri unutulmaz kalan bir diğer başlık olarak öne çıkıyor. Yalnızca bununla da sınırlı değil. Çarşısı, müzesi, antik yerleri, taş binaları Antakya’nın tarihi yönlerini kavramak açısından son derece etkileyici öğeler olabilir.

Uzun Çarşı: El işçiliği ve organik lezzetler için doğru adres

Antakya Kapalıçarşı, kentin en popüler uğrak yerlerinden biri. Organik lezzetlerden salamura ürünlere, kurutulmuş bitkilerden el işçiliğine binlerce çeşit kaliteli ürüne ulaşabileceğiniz bir gezinti, sizleri bekliyor olabilir.

Kendinizi zaman zaman 2-3 asır geçmişte hissedebileceğiniz Kapalıçarşı, etkileyici bir atmosfere sahip. Alışveriş tutkunları ve tarih düşkünlerinin mutlaka keşfetmesi gereken tarihi bir çarşı.

St. Pierre Kilisesi: Tarihten mistik izler bu mağaranın içinde

Her şehrin kendine özgü bir hikayesi var. Antakya’nın hikayesinden St. Pierre’den bağımsız bahsetmek mümkün mü? Kent tarihinin kırılma olaylarından biri de milada dayanıyor.

Dünyanın ilk mağara kilisesi ve Hristiyanlığın ilk kiliselerinden biri olan bu büyüleyici yapı, yılda yüz binlerce Hristiyanı misafir ediyor.

Antakya restoranları: Güneyin büyüleyici lezzetleri

Antakya’da yöresel bir sabah kahvaltısı ya da harikulade bir akşam yemeyi yiyebileceğiniz oldukça özel restoranlar var. Organik yiyecek ve içeceklerin lezzeti, bu özel seyahat deneyiminizin önemli bir parçası olacak.

Türkiye’nin sınırlarını aşan bir üne sahip olan Antakya mutfağı, sıcak yemeklerden soğuk mezelere, ara sıcaklardan lezzetli organik ürünlere kadar son derece zengin, çeşitlilik gösteren bir skalaya sahip.

Arkeoloji müzesi: Tarih meraklıları için bir alternatifi yok

Dünyanın ikinci mozaik müzesi için şimdiden heyecanlanabilirsiniz. M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrin çeşitli kültür ve tarihi vesikaları, tek bir çatının altında.

Hitit, Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden kalan büyüleyici eserlerin her birinin farklı bir hikayesi var. Antik kültürden hoşlananlar, tarih düşkünleri ve mozaik sevenler için farklı bir deneyim.

Vakıflı: Cumhuriyet tarihinin tek Ermeni köyü

Osmanlı’nın çok kültürlülük mirası, Antakya’nın Vakıflı köyünde karşımıza çıkıyor. Cumhuriyet’in tek Ermeni köyü olarak yılda on binlerce ziyaretçi alan Vakıflı köyü, kendine özgü yaşamı, farklı gelenekleri ve tarihi dokusuyla ziyaretçilerini misafir etmeye devam ediyor.

Son yıllarda epey popülerleşen köyün sakinleri, Vakıflı’nın hikayesini aile büyüklerinden bahsederek aktarıyor. Tarihin, geçmişin en canlı izlerine, Vakıflı evlerinin duvarlarında tanık olun, bu ayrıcalığı deneyimleyin.

Saray caddesi: Şehrin ruhunu burada hissedin

Eski adıyla Saray, yeni adıyla Hürriyet olan bu cadde, özellikle şehrin sakinleri açısından özel bir öneme sahip. Kentin en sosyal alanlarından biri olan, otantik kafelere ev sahipliği yapan, geleneksel/yöresel ürünler bulabileceğiniz Saray caddesi, bir Antakya gezisi için olmazsa olmaz.

Eski Antakya şeklinde tabir edilen şehir içinde bir başka şehir, Saray Caddesiyle başlıyor. Tarihi dokunun yanı sıra kentin ruhu, çok kültürlülüğü burada öne çıkıyor.

Habib-i Neccar: Anadolu’nun ilk camisi

Antakya, dini turizm açısından Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri. Müslümanlığın, Hristiyanlığın, Yahudiliğin Kudüs’ten sonra önemli bir merkezi olan Antakya’da Habib-i Neccar camisi de bu duruma örnek verilebilecek bir eser mahiyeti taşıyor.

İslam ordusunun 636 yılında Antakya’yı fethetmesiyle Habib-i Neccar ve Hz. İsa'nın elçileri Yahya, Yunus ve Şem'un-u Sefa’nın naaşlarının bulunduğu yere inşa edilen bu eser, Hristiyanlar açısından da bir ziyaret yeri olarak öne çıkıyor.